DEVAM: 23- DİNİN
NASİHAT OLDUĞUNU BEYAN BABI
97 - (56) حدثنا
أبو بكر بن
أبي شيبة.
حدثنا
عبدالله بن نمير
وأبو أسامة،
عن إسماعيل بن
أبي خالد، عن
قيس، عن جرير؛
قال:
بايعت
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم على إقام
الصلاة
وإيتاء
الزكاة
والنصح لكل
مسلم.
[:-197-:] Bize Ebu Bekir b. Ebî Şeybe rivayet etti. (Dedi ki): Bize Abdullah
b. Nümeyr ile Ebu Üsâme, İsmail b. Ebi Hâlid'den o da Kays'dan, o da Cerir'den
naklen rivayet ettiler. Cerir dedi ki:
Rasulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem)'e namazı dosdoğru kılmak, zekatı vermek ve her müslümana
nasihat etmek şartı ile bey'at ettim.
Diğer tahric: Buhari,
57, 1336,2049,2566; Tirmizi, 1925; Tuhfetu'I-Eşraf, 3226
98 - (56) حدثنا
أبو بكر بن
أبي شيبة
وزهير بن حرب
وابن نمير،
قالوا: حدثنا
سفيان عن زياد
بن علاقة. سمع
جرير بن
عبدالله يقول:
بايعت
النبي صلى
الله عليه
وسلم على النصح
لكل مسلم.
[:-198-:] Bize Ebu Bekir b. Ebî Şeybe ile Züheyr b. Harb ve İbni
Nümeyr rivayet ettiler. Dediler ki: Bize Süfyân, Ziyâd b. îlâka'dan rivayet
etti.. Ziyad, Cerir b. Abdullah'ı:
"Nebi (Sallallahu
aleyhi ve Sellem)'e her Müslümana nasihat etmek şartı ile bey'at ettim"
dediğini dinlemiştir.
Diğer tahric: Buhari,
58, 2565; Nesai, 4167; Tuhfetu'l-Eşraf, 3210
99
- (56) حدثنا
سريج بن يونس
ويعقوب
الدورقي،
فالا: حدثنا
هشيم عن سيار،
عن الشعبي، عن
جرير؛ قال:
بايعت
النبي صلى
الله عليه
وسلم على
السمع والطاعة.
فلقنني "فيما
استطعت"
والنصح لكل مسلم.
قال يعقوب في
روايته: قال:
حدثنا سيار.
[:-199-:] Bize Süreye b. Yunus ile Ya'kub ed-Devrakî rivayet
ettiler. Dediler ki: Bize Hüseyni, Seyyar'dan, o da Şa'bi'den, o da Cerir'den
naklen rivayet etti. Cerir dedi ki:
Nebi (Sallallahu aleyhi
ve Sellem)'e dinleyip, itaat etmek şartı ile bey'at ettim, o bana "gücünün
yettiği kadarında" ibaresini telkin etti. Ayrıca her müslümana da nasihat
etmek şartı ile (bey'at ettim). Yakub (ed-Devraki) rivayetinde dedi ki:
(Huşeym), bize Seyyar tahdis etti, dedi.
Diğer tahric: Buhari,
6778; Nesai, 4200; Tuhfetu'I-Eşraf, 3216
A.DAVUDOĞLU
AÇIKLAMA: Yukanki rivayetlerin birinde Hz. Cerir b. Abdillâh (r.a.)
Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'e îslâmın erkânından yalnız namazla zekât
üzerine beyat ettiğini bildirmektedir. Çünkü bunlar keîime-i şehâdetten sonra
îslâmın en mühim rükünleridir. Kur'an-ı Kerîm'in bir çok yerlerinde daima
beraber zikredilmişlerdir. Oruç ve diğer erkânın burada zikredilmemesi tâatın
mefhumunda dahil oldukları içindir. Zira hadisin bir rivayetinde Cerir (R.A.)
«Söz dinleyip tâatte bulunmak şartiyle beyat ettim» demiştir. Resulullah
(Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in Hz. Cerir'e :
«Gücünün
yettiği hususda buyurması Allah-u Teala’nın: «Allah hiç bir kimseye gücünün
yetmeyeceği şeyi teklif etmez.» (Bakara 286) âyet-i kerîmesine muvafıktır. Bu
cümleyi Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) kemâl-i şefkatinden dolayı Hz.
Cerir'e ta'lim buyurmuştur. Çünkü insan bazı hâllerde aciz kalır; ve eğer
sözünü: «Müyesser olursa yahud yapabilirsem» gibi bir şart cümlesi ile
kayıdlamazsa çok defa verdiği sözün altında kalır.
Hafız
Taberani’nin rivayeti Cerir r.a.'in son derece âlice-nâb ve cömerd bir zât
olduğunu gösterir. Mezkur rivayete göre Cerir (Radiyallahu anh) kendisine bir
at satın almak için kölesine emretmiş o da 300 dirheme bir at satın alarak
parasını Ödemek için atla birlikte sahibini de Cerir (Radiyallahu anh) 'a
getirmiş. Cerir atı beğenmiş; ve sahibine: «Senin atın 300 dirhemden fazla
eder. Onu 400 dirheme satar mısın?» demiş. At sahibi: «Bu sana kalmış bir
şeydir yâ Ebâ Abdillâh!» demiş. Cerir: «Senin atın bundan da fazla eder. Onu 500
dirheme satar mısın?» demiş; ve «Senin atın bundan da fazla eder» diyerek
yüzer yüzer arttırmak suretiyle hayvanın fiyatını 800 dirheme yükseltmiş.
Nihayet onu 800 dirheme satın almış. Kendisine neden böyle yaptığı sorulunca:
«Çünkü, ben Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) 'e, her müslümana
sadakatli olacağıma beyat ettim.» demiştir.
Bey'at:
Örfen hiç bir münazaa ve münakaşa götürmeyecek şekilde her işini hükümdara
bırakma hususunda ona söz vermektir. Bey'at ederken ashâb-ı kiram. Nebi
(Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in elinden tutarlar; verdikleri sözü bu suretle
te'kid ederlerdi. Bu hâl alışverişe benzediği için alış veriş manasına gelen
beyi' kelimesinden alınarak söz vermeye bey'at denilmiştir.
Son
hadisin senedinde İmam Müslim'in: «Yakub kendi rivayetinde şüyle dedi...»
diyerek onun rivayet şeklini göstermesi ince bir ma'naya tenbih içindir. Şöyle
ki: Râvilerden Hüseyin müdellistir. Müdellis râvi, hadisi «an» edâtı ile
rivayet ederse o hadisle ihticâc edilmez. Ancak o hadisi başka bir yoldan dinlediği
sabit olursa o zaman ihticac olunur. İmam Müslim bu hadisi iki şevliden yani
Süreye ile Ya'kub 'dan rivayet etmiştir. Süreye'in rivayetinde «an» edata
vardır. Fakat Ya'kubunkinde yoktur. İşte Müslim onun rivayetinde «an»
olmadığını göstermek suretiyle hadisin muttasıl olduğunu beyân etmiştir. Bu
onun son derece dikkat ve ihtiyat sahibi bir zât olduğunu gösterir.